27 Aralık 2007 Perşembe

Bellek Nedir?

Öğrenilmiş ya da baştan geçmiş bir şeyi zihinde tutma yetisi, hafıza. Beyinde belli bir merkezi yoktur.Karmaşık bir olgu olduğundan fizyoloji ve psikoloji alanında bu konuya ilişkin buluşların sonu gelmez. Bellek ile beyin tüm öteki işlevleri arasında sıkı bir ilişki olduğu bilinir. Gücü kişiden kişiye değişen belleğin bir çok türü vardır. Kimileri gördüklerini ,kimileri işittiklerini, kimileri yazdıklarını, kimileri de okuduklarını daha iyi anımsarlar. Ancak, en sağlıklı anımsananlar, birden çok duyumuzla algıladıklarımızdır. İlerde gereksineceğimiz şeyleri, bellekte saklamak için gösterdiğimiz çabaya belleme (ezberleme) denir. Bellekte en sağlam saklanabilen olgular, dikkatimizi en çok uyandıranlardır. İnsanoğlu öteden beri, belleğin güçlü olmasına önem vermiştir. Belleği güçlendirmenin en iyi yolu ona güvenmek ve not etmek yerine, anımsanmak istenilenlerin bellekte tutulmasıdır. Fazla sayıda not, belge vb biriktiren kimsenin belleğinin günden güne tembelleştiği, zayıfladığı öne sürülür.

Son yıllarda yapılan, fizyolojik araştırmalar, belleğin kimyasal temelinin ribonükleik asit (RNA) olduğunu, bu asidi bozan şeyin, belleği de bozduğunu ortaya çıkardı. Psikiyatrinin kapsamına giren bellek bozuklukları arasında başlıcaları şunlardır: Bellek yitimi (amnezi); türlü şokların, saranın ya da isterinin yol açtığı bellek bozukluğudur. Hasta geçmişte olanları anımsayamazsa da hastalıktan sonrakileri olağan düzen çerçevesinde saklamayı sürdürebilir. Bellek karışıklığı (paramnezi); türlü ruhsal bozuklukların yol açtığı bir bellek hastalığıdır. Hasta anılarının sırasını şaşırır,dün olanı yıllar öncesi bir anısı ile karıştırabilir. Bundan başka anılara biçim değiştiren türlü ruhsal etmenlerden de söz etmek gerekir; anımsamak istediğimiz yönde ya da türlü ruhsal ve toplumsal baskılarla anılar değişebilir. Yakın tarihlerde saptanan bu bellek özellikleri yüzünden, duruşmalarda görgü tanıklarına verilen önem azaldı. Bir anının, artık kullanım alanını getirilemez oluşuna unutma denir. Bu,insan zihninin, işlevini sürdürebilmek için başvurduğu olağan bir yoldur. Bellekte yeni anıların yer etmeleri, eskilerden bazılarının otomatik bir seçimle bellekten silinmesini gerektirir. Bu yüzden yaş ilerledikçe unutma olayı artar. Demek ki eski anılarımız yenilerinin edinilmesini güçlendirdiği gibi, yenileri de eskilerinin zayıflaması sonucunu doğurmaktadır.(BÜYÜK ANSİKLOPEDİ/ MİLLİYET syf:722)

İnsanın yaşamı boyunca karşılaştığı bildirimleri zihnine yerleştirmesi ve daha sonra yeniden edimleştirip yararlanması olanağını sağlayan genel işlev: iyi ya da kötü bir belleği olmak.belleğini geliştirmek.zenginleştirmek. Belleğini zorlamak. Belleğini yitirmek. Bellek bozuklukları.(ansikl. böl. Ruhbil.)

Bağışıklık belleği: ikincil bağışıklık yanıtında, yani daha önce karşılışılan bir antijenle ikinci kez karşılaşıldığında, bağışıklıkta etkili bazı hücrelerin daha çabuk, daha yoğun ve daha etkili yanıt vermesini belirleyen mekanizma.

Elektron. Ve bilş. Verileri kaydedebilen, saklayabilen ve geri verebilen düzenek.
Değiştirilemez bellek, bilgiler bir kez depolandıktan sonra değiştirme olanağı vermeyen ve içeriğine yalnızca okuma sırasında erişilebilen bellek( Bu tip bellek , çoğu kez ingilizce ROM kısaltmasıyla belirtilir.)

Dış bellek: Bir bilgisayarın merkezi biriminde yer almayan ve giriş-çıkış kanallarını kullanarak yalnızca merkezi bellekle veri öbekleri değişimi yapan bellek.

Dinamik bellek: İşletim sırasında, veri ortamı okuma-yazma organlarına göre devingen olan bellek- Verileri korumak için dönemsel yenilenme gerektiren tüm devreli bellek.

İç bellek: Bir bilgisayarın merkezi biriminde yer alan ve bu birimce kumanda edilen bellek.(Bu bellekle komut yorum ve uygulama organları arasında veri ve komutların değişimi doğrudan gerçekleşir.)

Kinematik bellek:Yazım ve okuma işlemlerinde mekanik parçaların devinimini zorunlu kılan bellek türü.

Merkezi ya da ana bellek: Bilgisayarın işletim organlarına dolaysız aktarılabilen komutları ya da verileri alabilen ya da bunun tersi bir işleme olanak verebilen programla adreslenebilir bellek.
Rasgele erişimli bellek: içeriği okunabile, isteğe göre değiştirilebilen ya da silinebilen bellek.(Bu tip bellek çoğu kez ingilizce RAM kısaltmasıyla belirtilir.)

Statik bellek: Devingen mekanik öğelere başvurmadan temel bilgilerin yerleştirilmesine ve çağrılmasına olanak veren bellek.

Otomatik bilgi işleme sistemlerinin temelde bilgi işleme, aktarma, yüklenme ve depolama yetileri taşıması gerekir. Dolayısıyla belleğe aktarma işlevi, her bilişim sistemi ve her bilgisayar için kaçınılmaz bir olgudur. Teknolojik gelişmeler çok büyük sığalı,uygun maliyetli ve çok kısa zaman aralıklarında birçok kez yüklenebilen ve okunabilen belleklerin elde edilmesini sağladı. Bu bellekler genellikle elektronik ya da mağnetiktir. Doğrudan erişimli bellekler, bilgisayarların merkezi belleklerini oluşturur. Bunların ayırt edici özelliği,erişim hızlarıdır.(birkaç mikrosaniyelik ya da daha kısa sürer.) Sığaları, maliyetlerine bağlıdır ve çoğu kez birkaç yüz bin sözcükle sınırlanır; ama bu sığa mikrobilgisayarlarla daha da küçülebilir.Bilgisayarın merkezi belleği işletim sisteminin bir bölümünü yardımcı bellekte bırakılır. Bu ana bellekler bazen manyetik çekirdeklerden oluşturulur, ama genellikle yarı iletken elektronik devrelerden yararlanılır. Yardımcı bellekler, yürütülen işlemler gerekli olmayan bilgileri depolamaya yarar. Bunlar, genellikle dinamik bir ortam(disk ya da şerit)kullanan manyetik belleklerdir.

Hiç yorum yok: